Saklı Sandık
-ebruarte
"Zamanın İlmeklerindeSaklı Hikayeler"
Anadolu ve asyanın derinliklerinde, zamanın tozuna bulanmış sandıklar açıldığında yalnızca kumaş değil, bir çağın sesi, bir kültürün suskun yankısı gün yüzüne çıkar.
Her ilmek, geçmişin ustalığını; her desen, unutulmuş bir hikâyeyi taşır. Renkler solmuş gibi görünse de, içlerindeki anlam hâlâ canlı, hâlâ dokunaklıdır. Bu kumaşlar sadece eski değil; özeldir, seçkindir. Onlar, yüzyıllardır süregelen zanaatkârlığın ve estetik anlayışın sessiz tanıklarıdır. Her bir parça, döneminin ruhunu, kadınların sabrını, ustaların maharetini taşır. Zamana meydan okuyan bu dokular, artık yalnızca giyilmek için değil, görülmek, hissedilmek ve sanatsal bir değer olarak yeniden yorumlanmak için var. Bu metin, unutulmaya yüz tutmuş o değerli parçalara bir saygı duruşudur. geçmiş kültürlerin sadece bir stil değil, bir hafıza biçimi olduğunu hatırlatır. Çünkü bazen en nadide sanat eserleri, en derin sandıklardan çıkar.